Kamu İşçilerine Dev Zammın Yolu Açıldı! 600 Bin Çalışanı Etkileyecek Görüşmeler Başladı

Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonlarının ortaklaşa hazırladığı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, 2025-2026 yılları arasındaki kamuda çalışan yaklaşık 600 bin işçinin ücret artışlarını belirleyecek olan önemli bir adım oldu. Protokol taslağı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunuldu.

Türk-İş Genel Başkan Yardımcıları Ramazan Ağar ve Eyüp Alemdar ile Hak-İş Genel Başkan Yardımcıları Devlet Sert, Halil Çukutli ve Yunus Değirmenci'den oluşan heyet, ilk olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Ardından, aynı heyet Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik ile de bir araya geldi ve 21 maddelik talep taslağını sundu.

Görüşmelerin ardından, Türk-İş ve Hak-İş heyetleri, Bakanlık binası önünde bir basın açıklaması yaparak, hazırladıkları talepleri ve görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.

"Fedakarlık Çalışandan Olmaz"

Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, açıklamasında, işçilerin ekonomik kayıplarını dikkate alarak, Hak-İş ile birlikte ortak bir şekilde taslak oluşturduklarını belirtti. Çalışanların geçim koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Ağar, taleplerini 21 madde altında toplayıp Bakanlık yetkililerine sunduklarını söyledi.

Ağar, "Temennimiz, müzakerelerin masada uzlaşıyla sonuçlanmasıdır. Grev, en son başvurulacak yöntemdir, ama işçinin hakları için her yol denenir. İşverenin TÜHİS (Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası) taslağımızı inceleyip geri dönüş yapacak. Biz de bu metin üzerinde müzakeremize devam edeceğiz" diyerek, işçilerin haklarını alana kadar mücadele edeceklerini ifade etti.

Ağar, ek olarak, "Ülkenin ekonomik durumu nasıl olursa olsun, fedakarlık sadece çalışandan beklenemez" diyerek işçilerin haklarının savunulacağını belirtti.

"Amacımız Sokağa Çıkmak Değil, Müzakere Yapmaktır"

Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Devlet Sert de açıklamalarında, geçen dönemde yapılan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'nün başarılı sonuçlar doğurduğunu hatırlatarak, yeni dönemde alın terinin karşılığını almak istediklerini ifade etti.

Sert, taşeron işçilikten kadroya geçen işçilerin, özellikle tayin ve becayiş haklarının bulunmaması gibi önemli sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, taşeron işçilere kadro hakkı verilmemiş olan kesimlerin bu haktan faydalanabilmesi için taleplerini dile getirdi.

Sert, "Amacımız hiçbir zaman sokaklara dökülmek değil. Bu ülkeyi seviyoruz ve çalışanlarımızı da seviyoruz. Hep birlikte, işverenler ve sendikalar arasında ortak bir anlayışla, çalışanlarımızın mutlu olacağı bir çözüm yolu arayacağız" dedi.

21 Maddelik Talep Taslağı: Zam ve İyileştirmeler

Kamu işçilerini doğrudan etkileyecek 21 maddelik talep taslağında, öncelikli olarak kamuda günlük en düşük ücretin 1800 liraya yükseltilmesi talep edildi. Bu artışın ardından, işçilere kıdem zammı yapılması ve bu zammın 2025 yılının ilk 6 ayında yüzde 50 oranında artırılması istendi.

Türk-İş ve Hak-İş, ayrıca 2025’in ikinci yarısı ve 2026’nın ilk ve ikinci altı aylarında ücretlere yüzde 25 oranında bir zam yapılmasını talep etti. Bunun üzerine, her dönem için ayrıca yüzde 10 refah payı verilmesi gerektiği vurgulandı.

Eğer talep edilen zam oranları enflasyonun gerisinde kalırsa, bu farkın işçiye ödenmesi gerektiği de talep metninde yer aldı. Bu, işçilerin alım güçlerini koruyabilmesi ve ekonomik zorluklarla mücadele edebilmesi adına önemli bir düzenleme olarak öne çıkıyor.

Kamuda 600 Bin İşçiyi İlgilendiren Çözüm Süreci

Türk-İş ve Hak-İş, bu taleplerle kamuda çalışan 600 bine yakın işçinin yaşam koşullarını iyileştirmeyi hedefliyor. Karayolları, demiryolları, elektrik üretim santralleri, üniversiteler, hastaneler ve birçok bakanlık gibi önemli kamu kurumlarında görevli olan işçiler için bu sözleşme, iş yaşamlarını doğrudan etkileyecek.

Her iki konfederasyon, hükümetin çözüm sürecine yaklaşımını takip ederek, müzakerelerden bir uzlaşı sonucu çıkmasını umuyor. Ancak, işçilerin taleplerinin karşılanmaması durumunda grev hakkının kullanılabileceği mesajı da verilmiş oldu.

İşçi haklarını savunmak ve adil bir ücret düzenlemesi sağlamak amacıyla yapılan bu başvuru, kamu sektöründeki işçilerin geleceğini şekillendirecek önemli bir dönüm noktası olarak kaydedildi.