Hatay'da Enkaz Tozları Halk Sağlığını Tehdit Ediyor
Hatay'daki enkaz kaldırma çalışmalarından kaynaklanan toz bulutları, halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. Uzmanlar, bilimsel ve kontrollü yöntemlerle müdahale edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışan Hatay, bu kez de enkazlardan kaynaklanan toz bulutları nedeniyle ciddi bir halk sağlığı tehdidiyle karşı karşıya. Kentteki enkaz kaldırma çalışmalarının sebep olduğu toz bulutları, şehrin havasını giderek daha da ağırlaştırıyor. Yerel halk, bu durumun günlük hayatı olumsuz etkilediğini ve nefes almayı bile zorlaştırdığını dile getiriyor.
“Artık Nefes Alamıyoruz”
Antakya'nın merkezinde yaşayanlar, evlerini tozdan korumanın imkansız hale geldiğini belirtiyor. Bir bölge sakini, “Camları kapatsak bile her yer toz içinde. Çocuklarımız sürekli öksürüyor. Nefes almak çok zorlaştı,” diyerek yaşadıkları zorluğu anlattı. Bu şartlarda halkın maske kullanımına yönelik ihtiyacı artarken, sağlık kuruluşları bölge genelinde maske takılmasını zorunlu hale getirdi.
Uzmanlar Uyarıyor: Önlemler Yetersiz
Enkaz kaldırma çalışmaları sırasında yeterli çevresel önlemlerin alınmaması, şehrin havasını daha da kirletiyor. Çevre ve sağlık uzmanları, enkaz kaldırma süreçlerinin bilimsel yöntemlerle yürütülmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Kontrollü sulama, zararlı maddelerin izolasyonu gibi uygulamaların eksikliği, şimdilik göz ardı edilse de gelecekte daha büyük sorunlara yol açabileceği belirtiliyor.
Çözüm: Bilimsel ve Planlı Yaklaşımlar
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve çevre örgütleri, enkaz kaldırma süreçlerinde daha etkin ve bilimsel yöntemlerin uygulanması gerektiğini vurguluyor. Yerel yönetimlere çağrıda bulunan uzmanlar, yeniden yapılanma sürecinde sağlıklı bir çevre oluşturulmasının öncelikli bir hedef olması gerektiğini ifade ediyor. “Eğer bugün enkazları doğru yönetmezsek, yarının halk sağlığı krizine zemin hazırlıyoruz” uyarısı, bölge halkı için geleceğe dair endişeleri artırıyor.
Halk Sağlığı ve Çevre Koruma El Ele Gitmeli
Hatay’da yaşanan bu sorun, sadece şehirde yaşayanların değil, tüm ülkenin dikkatini çekmesi gereken bir durum. Yeniden yapılanma kadar, yaşamı destekleyen çevresel koşulların sağlanması ve bu sürecin bilimsel bir temele oturtulması hayati önem taşıyor.
