Hatay'da Yaşam Mücadelesi: 2 Yıl Sonra Çaresizliğin Boyutları
Hatay, 6 Şubat depreminin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala büyük zorluklarla karşı karşıya. CHP’li Mehmet Güzelmansur, barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerinde yaşanan eksiklikleri vurguladı.
6 Şubat depreminin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen Hatay hâlâ yaralarını saramadı. CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, kentin içinde bulunduğu zorlu durumu rakamlarla ortaya koyarak çarpıcı bir tablo çizdi. Konteynerlerde yaşam, eğitimde yetersizlik, sağlık hizmetlerinde aksaklıklar ve ekonomik zorluklarla boğuşan Hatay, afet sonrası beklenen desteği tam anlamıyla alamadı.
Depremin Ardından Hatay’daki Sorunlar Katlanarak Büyüyor
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur, 6 Şubat 2023’te meydana gelen büyük depremin etkilerini hâlâ yaşayan Hatay’ın içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. Depremin üzerinden 24 ay geçmesine rağmen Hatay’da barınma, eğitim, sağlık ve ekonomik sorunlar devam ediyor.
Mehmet Güzelmansur, Hatay’ın sorunlarının liste halinde sıralandığında tam 7.5 metre uzunluğa ulaştığını belirterek, kentin hâlâ büyük bir krizle mücadele ettiğini vurguladı.
Barınma Sorunu: Konutlar Teslim Edilmiyor, Altyapı Eksik
Depremin ardından Hatay’da 158 bin 200 konutun teslim edilmesi gerekiyordu. Ancak şu ana kadar sadece 47 bin 637 konutun hak sahiplerine teslim edildiği açıklandı.
Buna rağmen, halen yaklaşık 24 bin insan konteynerlerde yaşamak zorunda kalıyor. Ancak asıl sorun, teslim edilen konutların altyapı eksiklikleri nedeniyle oturulamaz halde olması. Elektrik, su, yol, kapı ve pencere gibi temel ihtiyaçlar eksik olduğu için birçok aile yeni evlerine taşınamıyor.
Eğitim: Konteyner Sınıflarda Zor Şartlar Altında Eğitim
Hatay’da 210 okulun yıkıldığı açıklandı. Buna karşılık, açıldığı belirtilen 110 okulun 88’i konteyner sınıflardan oluşuyor.
Bu geçici eğitim alanlarında altyapı yetersizlikleri büyük bir problem oluşturuyor. İnternet ve elektrik kesintileri, ses izolasyonunun olmaması, oyun alanlarının eksikliği eğitim kalitesini ciddi şekilde düşürüyor.
Ayrıca, şehirde hâlâ ikili eğitim sistemi uygulanıyor. Sabah 06.00’da başlayan dersler gece geç saatlere kadar sürüyor. Öğrenciler, birleştirilmiş okullarda eğitim almak zorunda kalıyor.
Sağlık: Hastaneler Yetersiz, Doktorlar Kenti Terk Ediyor
Hatay’da depremde yıkılan 56 aile sağlığı merkezi hâlâ yeniden inşa edilmedi. 71 aile hekimliği birimi boş durumda ve yaklaşık 100 bin insan koruyucu sağlık hizmetlerinden mahrum kalıyor.
Yoğun bakım yatakları yetersiz olduğu için hastalar çevre illere sevk edilmek zorunda kalıyor. Acil servislerde 24 saat boyunca yatış sırası bekleyen hastalar, zamanında müdahale edilmediği için hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Bunun yanı sıra, Hatay’da doktorların büyük bir kısmı kenti terk etti. Sağlık hizmetlerinde performansa dayalı ücretlendirme sistemi, Hatay’daki doktorların diğer illere oranla çok daha düşük maaş almasına neden oluyor. Bu da uzman doktorların Hatay’da çalışmak istememesine yol açıyor.
Mücbir Sebep Kararı: Hatay’a Ayrımcı Uygulama
Hatay gibi büyük yıkıma uğrayan bir şehirde, mücbir sebep süresinin kısa tutulması eleştirilere neden oluyor.
Örneğin, 2011’deki Van depreminde mücbir sebep tam 6 yıl uygulanmıştı. Ancak Hatay’da sadece 22 ay sürdü ve şu an sadece belirli kriterlere uyan firmalar için 31 Mayıs’a kadar uzatıldı.
Bu uygulamanın haksızlık olduğunu belirten Mehmet Güzelmansur, Hatay’daki iş yerleri yeniden inşa edilene kadar mücbir sebep kararının kesintisiz devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Ekonomik Kriz ve Yeniden İnşa Süreci: Hataylı Firmalar Devre Dışı Bırakılıyor
Hatay’da deprem sonrası başlatılan yeniden inşa sürecinde yerel firmaların dışlandığı belirtiliyor.
TOKİ ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hataylı firmaların listesini talep etmesine rağmen, şu ana kadar yapılan ihalelerin hiçbirinin yerel firmalara verilmediği ifade ediliyor. Bu da, Hatay’ın kendi ekonomisinin kalkınmasının önüne set çekiyor.
Ayrıca, Hatay’da deprem öncesi ve sonrası açılan ve kapanan firmalar incelendiğinde yerel firmaların azaldığı, dışarıdan gelen firmaların arttığı görülüyor.
Tarımda Büyük Adaletsizlik: Sulama Maliyeti 10 Kat Fazla
Hatay’da çiftçilerin en büyük sıkıntılarından biri de tarımsal sulama maliyetleri.
Adana’da baraj suyuyla sulama yapan bir çiftçi 100 dönüm arazi için 25 bin TL ödüyor.
Şanlıurfa’da bu rakam 30 bin TL civarında.
Hatay’da ise çiftçiler, barajdan su alamadığı için yer altı sularını kullanıyor ve 250 bin TL’ye varan elektrik faturaları ödüyor.
Bu büyük maliyet farkı, Hataylı çiftçileri ekonomik olarak çöküşün eşiğine getiriyor.
Depremin Maliyeti: Türkiye’nin Gücü Yetiyordu Ama Yanlış Politikalar Etkiledi
Depremin Türkiye’ye toplam maliyeti 110-120 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Ancak uzmanlara göre, devletin ekonomik kaynakları doğru kullanılmış olsaydı, bu maliyet vatandaşa ek vergi ve zam yükü getirilmeden en az üç kez karşılanabilirdi.
Hatay’ın Geleceği Tehlikede: Çözümler Bekleniyor
Mehmet Güzelmansur’un raporuna göre, Hatay’daki sorunlar her geçen gün daha da büyüyor. Kentin yeniden ayağa kalkabilmesi için barınma, sağlık, eğitim ve ekonomik alanda hızlı çözümlere ihtiyaç duyuluyor.
Depremin üzerinden 24 ay geçmesine rağmen, Hataylılar hâlâ temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor. Yetkililerin daha etkili ve hızlı adımlar atması bekleniyor.
